Peki Ama Neden?

Sizce neden siz değerli, güzel insanlarla bloğumda özellikle mevcut hayatımızı daha iyi şartlarda yaşamamız gerektiğini, Bireysel Zenginlik Ve kalkınmanın önemini, Bireysel Zenginlik Ve Kalkınmanın da Toplumsal Zenginlik Ve Kalkınmaya çok büyük bir etkisinin olduğunu, günümüz olumsuz yaşam koşullarının ve mevcut ekonomik daralmanın özellikle emekleri ile geçinmeye çalışanları ki bu ülkenin yaklaşık %80’ini oluşturuyor ve bu kesimin kendilerini bu zor şartlardan kurtarabileceklerini, kendilerini ekonomik krizlerinden ve olumsuz yaşam koşullarından kurtarabileceklerinin mümkün olduğunu paylaşıyorum? Peki ama neden?

Eleştirel kafa yapısından, şikayetçi ve yargılayıcı düşünce sisteminden, Bireysel Zenginlik ve kalkınmada yeni fikirlere karşı alınan tavırlardan ve yeni fikirlere kendimizi kapatmaktan, kendisi ve ailesi adına ekonomik olarak yepyeni bir iş fikriyle, yepyeni bir girişimde bulunan yakın çevremizde olan tanıdıklarımızı aşağı çekip hem kendi hayatımızı hem de onların hayatını sabote etmekten ne zaman vazgeçeceğiz?

Ortada ciddi bir problem var ve bu problemi çözmek yerine bu problemin önemli bir parçası olmak problemi daha da büyütür. Dünyadaki herkesin mutlaka bir hayali vardır. “Benim hiç bir hayalim yok. Biz hayallerimizi gömeli çok oldu.” diyenlerin de kıyıya köşeye sıkışmış hayalleri mutlaka vardır. Ülke olarak içinde bulunduğumuz durumdan en azından kendimiz ve sevdiklerimiz adına kurtulmak durumundayız. Bunun için güç birliği yapmalı ve birbirimizle zaman ortaklığı oluşturmalıyız. Bunun sonucu olarak da Bireysel Zenginlik Ve kalkınmanın önü açılmış olur. Bu da Toplumsal Zenginlik Ve Kalkınmada büyük bir temeli oluşturur. Çünkü hepimiz biliyoruz ki az önce ifade ettiğim bu %80’lik kesim mevcut şartları ile ne içinde bulundukları ekonomik daralmadan kurtulabilir ne de yaşamak istedikleri hayatı yaşayabilir. Şimdi siz değerli ve güzel insanlara soruyorum mevcut şartlarınızla yaşamak istediğiniz hayatı yaşayabilir misiniz? Herkes pasif gelir peşinde o da emeklilikle. Emekli olduktan sonra çalışan emeklilerin oranı yaklaşık %55. Bu da demek oluyor ki insanlık yaşamıyor sadece nefes alıp veriyor, sadece var oluyor. Dışarıdaki sistem bu %80’e verilen maaş zamlarını tekrar sisteme aktarmak üzerine kurulmuş ve bu sistem kendi varlığını devam ettirebilmesi için bu %80’lik kesimin ufak tefek özgürlükler yaşamasına müsaade ediyor. Çünkü insanların çoğu rakamlara bakıyor ve bu rakamların oluşturduğu katma değere (alım gücü-zenginlik ölçüsüne) bakmıyor. Sizce de bir ileri iki geri yamıyor muyuz?

Tüm bu paylaştıklarımı bir çoğumuzun içinde bulunduğu şartların farkında olması için yazıyorum. Çünkü mevcut şartlar sizi gelecekteki hayalini kurduğunuz size taşımıyorsa ve taşıtacağına da inanmıyorsanız öncelikle mevcut şartlarınızı sorgulamaya sonra eleştirmeye daha sonra da şikayet etmeye başlar ve içinden çıkamayacağınız bir kısır döngüye girersiniz. Bu nedenle bu kısır döngüyü yaşamayasınız diye özellikle mevcut şartlarını iyileştirmek, hayatına ciddi ve büyük bir B Planını dahil edecek, kendi ekonomik krizinden, olumsuz yaşam koşullarından ve hayat pahalılığından kurtarabilecek, hayatında olumlu yönde köklü değişimler yapmak isteyen kişilerle Bireysel Zenginlik Ve Kalkınma iş modelimizi sadece incelemeye davet ediyoruz. Bu iş modelimizi inceledikten sonra isterseniz bu modeli hayatınıza geçirir hayatınızı olumlu yönde değiştirmeye başlarsınız; istemezseniz de mevcut hayatınıza devam edersiniz. Sonuçta bizler sizlere tüm bilgi birikimimiz ve donanımımızla yardımcı olmaya, geleceğinizle ilgili yeni ufukların açılasına katkıda bulunmak istiyoruz. Çünkü mevcut şartlar ortada.

Diğer önemli konu da eğer içinde bulunduğunuz şartlar sizi mutlu etmiyor, hak ettiğinizin ve alın terinizin tam karşılığını vermiyorsa mevcut işinizi aksatmadan, bırakmadan günde bir kaç saat ayırarak hem dünyanın en büyük Bireysel Zenginlik Ve Kalkınma Modelinin tüm detaylarını ücretsiz olarak öğrenip hayatta Allah’dan başka kimseye muhtaç olmadan yaşamanın ne demek olduğunu bizzat yaşayacaksınız hem kendi hayatınızdaki tüm olumsuz şartları zaman içinde ortadan kaldırmanın mutluluğunu yaşayacaksınız. Şunu unutmamak gerekir ki insanın çalışmasından başka bir şey yoktur. Öğrenerek, gelişerek, kendi hayatınızın dümenini elinize alarak, birlikteliğin gücünü kullanarak kendi hayat ve başarı hikayenizi hep birlikte yazabiliriz. Birlikteliğin gücünü kullanarak hayatınızdaki en önemli olumsuzlukları aşmanıza yardımcı oluyoruz.

Sen yok, ben yok BİZ varız…

Lütfen yapıcı yorumlarınızı bizimle paylaşın. En önemli değerimiz birbirimize kattığımız değerlerdir. Umarım paylaşımlarım ve bloğum sizlere faydalı olur…

Bireysel Girişimcilik

Tekrar hoş geldiniz. Bugünkü konumuz Bireysel Girişimcilik. Covid-19 pandemisi ile birlikte insanlar şu dört şeyin derdine düştüler: Can, İş, Para ve Geçim. Bu dönem insanlığın en çetin sınavlarından biriydi. Hayatta kalanlar ekonomik krizin de tırmanması, işten çıkarılmalar, yaşanan iflaslar ve geçim sıkıntısının iyice artmasıyla birlikte İŞ, PARA ve GEÇİM derdine düştüler. Covid-19’un sağlığa ve yaşama olan etkisi ekonomik krizin ve sıkıntıların çok gerisinde ve gölgesinde kaldı. Ancak pandemi etkisinin devam ettiğini anlamayan büyük çoğunluk sıradan yaşamaya hala devam ediyor. Şikayet ve suçlamalarla en değerli ve en büyük sermayeleri olan zamanı kaybediyorlar. Aslında bu dönem şartlara farklı bir açıdan bakan, orta ve uzun vadede hayatının fırsatını yakalamak için harekete geçen insanlar için bulunmaz bir imkan oluşturdu. Bu fırsatı görenler tabiri caizse KRİZ’i FIRSAT’a çevirmeyi öğrendiler ve başardılar.

Ekonomi ve finans uzmanlarına göre 2025’in geçim şartları açısından daha da sıkıntılı olacağı yönünde. Çoğunluk belki bu konuyla ilgili birilerinin şartlarını iyileştirmesini, sıkıntılarını gidermesini, istedikleri kazancı ve hayat şartlarını sunmasını bekliyor, şikayet ediyor ve suçluyor. Buradaki en önemli konu şu: Hayatınızın sorumluluğu sadece size ait. Değiştiremeyeceğiniz konuları bir kenara bırakıp önce kendi düşünce yapınızı sonra da hayatınızın sorumluluğunun sadece ve sadece kendi ellerinizde olduğu gerçeğiyle yüzleşip hayatınızı değiştirmek için hemen şimdi harekete geçmenizde büyük fayda var. Çünkü sizden başka hiç kimse sizin hayatınızdaki endişelerinizi, sıkıntılarınızı ve şikayetlerinizi çözmeyecek ve şartlarınızı iyileştirmeyecek. Tabii ki herkesin aklı kendine güzel ve hayat tercihlerden ibarettir. Ancak ben yine de tekrarlamak istiyorum. Kendinizi hızla değişen şartlar karşısında güncellemeli, yeni beceriler ve kabiliyetler edinmelisiniz. Bu şartlar büyük bir hızla Bireysel Girişimciliğin artmasına sebep oluyor. Sizin yerinizde olsam bu kadar zamanı daha kaybetmeyi göze alamazdım…

Bireysel Girişimciliğin bir çok avantajı var. Öncelikle çok küçük bir yatırımla(sadece kendinize yapacağınız yatırımla) başlayabiliyor ve devamında değişim, dönüşüm ve kazanmayı sağlayan ücretsiz eğitimlerle işinizi de büyütüyorsunuz. Peki Bireysel Girişimcilikte neler var? Cevabı videoda…

Büyük Fırsat Online Seminer Formu

%100 GARANTİ… %100 TÜNELİN UCU KARANLIK…

Ekonomi ile ilgili gidişatı bugün neredeyse ülkenin tamamına yakını büyük bir dikkatle izliyor, eleştiriyor, şikayet ediyor ve bunu hayatı boyunca yapıyor. Ülkenin ekonomik şartları çok önemli. Yaşayan büyük çoğunluğu birinci derecede etkiliyor. Şu anki şartlar fevkalade zor. Özellikle 17 Bin TL – 50 Bin TL arası maaşlı çalışanlarla emekli kesimi fazlasıyla ilgilendiriyor. Gönül isterdi ki ülkemizdeki ekonomik döngü sadece fakirden zengine değil de adaletli bir şekilde olsaydı. Maalesef böyle bir adalet yakın zamanda görünmüyor. Lafın kısası bu konuda yapacağımız, değiştirebileceğimiz bir şey yok.

Para önemli bir değiş tokuş aracı, büyük bir değer, büyük bir güç mü sizce de? Yoksa “Ben paraya önem vermem, para benim için önemli değil, para benim elimin kiri.” diye mi düşünüyorsunuz? Eğer böyle düşünüyorsanız para ile ilgili düşüncelerinizi ve inançlarınızı iyice analiz etmenizde ciddi anlamda fayda var. Öncelikle mevcut ekonomik yapınızın bununla çok büyük ilişkisi var. Buraya çok dikkat edin. Birilerinin olmasını istediği bir hayatı mı yaşıyorsunuz yoksa yaşamak istediğiniz bir hayat var mı? Sonuçta bir tek hayatımız var; tek şans. Bu hayatı nasıl yaşamak istiyorsunuz?

Olumsuz yaşam koşulları ile ilgili şikayetlerinizin, eleştirilerinizin ve hepsinden önemlisi sıkıntılarınızın son bulmasını gerçekten istiyor musunuz? İstiyorsanız ne kadar istiyorsunuz? Bunun için gerekenleri yapacak mısınız yoksa ömrünüzün sonuna kadar bu kısır döngü içinde aynı hayatı yaşamaya devam mı edeceksiniz?

Mevcut olumsuz yaşam koşullarını kabul edelim ki bizler değiştiremeyiz. Ancak önce kendi hayatımızın olumsuz koşullarını, kendi ekonomik krizimizi ve kendi hayat pahalılığımızı tamamen yok edebiliriz. Tabii ki her kötü ve güzel şeylerin bedeli olduğu gibi bunun da bir takım bedelleri var. Bu bedelleri ödemenin en güzel yanı ise ömür boyu yaşayacağınız sıkıntılarınızdan kurtulmuş olacaksınız. Hayatınızı denememenin verdiği pişmanlıkla yaşamamış olacaksınız, sabırla ve ısrarla, disiplinli bir şekilde üzerinde çalışırsanız çok değil 1 sene içinde büyük çoğunluğun isteyip de yaşayamadığı muhteşem bir hayatı yaşayacaksınız. Maddi ve manevi tüm hayallerinizi, ve isteklerinizi, en önemlisi böylesine harika bir hayatı gerçekleştirmiş olacaksınız. İŞTE BU BAŞARI VE BÖYLE BİR HAYAT %100 GARANTİ… Neden GARANTİ. Çünkü siz değiştiniz, zenginlikle ilgili düşünceleriniz ve inançlarınız değişti, harekete geçtiniz, çalıştınız, gayret gösterdiniz, el alem ne der, yapamazsın, başaramazsın, o iş tutmaz, bırak bu boş işleri, bu işlerden bir şey olmaz diyenlerin hepsine kulak tıkadınız. Böylece 1 senenin sonunda mevcut işinizi bırakmadan yaşamak istediğiniz o hayata adım attınız. İŞTE BU %100 GARANTİ… Bunu çevrenizdeki insanlara da öğretirseniz işte o zaman bireysel zenginlik ve kalkınmayla birlikte toplumsal zenginlik ve kalkınmayı da sağlamış olursunuz. Böylece kendi hayatınız ve hayatlarına dokunduğunuz insanlarla birlikte çok büyük bir ekonomik güç oluşturursunuz. Bu birlikteliğin gücü ve BU DA %100 GARANTİ.

Şimdi büyük çoğunluğun GARANTİ ALGISINA yakından bakalım. Tabii ki çalışmak çalışmamaktan çok daha önemli ve değerli. Ancak mevcut şartlarınızla ilgili şikayetler varsa yukarıda belirttiğim gibi bir değişim ve dönüşüm bu şikayetleri ortadan kaldırmış olacak. 17 Bin TL – 50 Bin TL arası kazancı olan çalışanların ne zaman işsiz kalacakları belli değil, bir emekli maaşları olsa bile asla Emekli olamayacaklar. Çalışmayı bıraksalar, hastalansalar, çalışamayacak durumda olsalar maalesef kazançları da olmayacak. İŞTE BURADA MAALESEF %100 TÜNELİN UCU KARANLIK…

Şimdi soruyorum size sırf 1 sene değişim ve dönüşümün verdiği acıya katlanmamak için koskoca bir hayatı pişmanlık ve sıkıntıyla yaşamak gerçekten acı verici değil mi?

Yeni beceriler ve kabiliyetler edinerek hem kendi hayatınızı hem de çevrenizdeki insanların hayatlarını daha yaşanır bir hale getirmek ve bunun için gereken tamamen erdemli ve değerli bir bedel ödemek sizce de güzel değil mi?

Hem kendinize ve ailenize, hem de çevrenizdeki insanlara mevcut işinizi bırakmadan büyük değerler sunmak daha muhteşem değil mi?

Ve sevgili dostlar burada ne devreye giriyor biliyor musunuz? TERCİHLERİMİZ. İşte en önemli ve kritik soru: SİZ HANGİSİNİ TERCİH EDİYORSUNUZ?_

Kısır döngü içinde mutluluklar

“Herkes güzel bir hayat yaşamak ister.” Cümlesine herkes katılmayabilir. Şurası açık ki insanlar güzel bir hayat yaşamakla ilgili bir çok şey ister. Ancak çok azı isteklerine kavuşur. Bunun nedenlerini sizler kendi içinizde düşünebilirsiniz.

Hadi gelin hep birlikte Kısır Döngülerimize daha yakından bakalım. Güzel bir hayat yaşamakla ilgili bir çok şey istiyoruz. Ama sadece istiyoruz. Ama bunu birilerinin bize altın tepsi içinde sunmasını istiyor ve bekliyoruz. Ama bir sihirli değnek olsun, hemen şimdi, şu anda yapsın istiyoruz.

Suçluyoruz, yönetimi, iş vereni, ekonomiyi, eğitim sistemini, bize verilen imkanları, işimizdeki şartları, hayat pahalılığını, sağlık sistemini.

Bekliyoruz, patron iyi bir zam yapsın, asgari ücret %500 artsın, emekli maaşı %300 artsın, ekonomik kriz bitsin, alım gücü artsın, biri bize en iyi şartları sunsun, bizim hayatımızdaki problemleri çözsün, hayatımızın tüm olumsuzluklarından bizi kurtarsın.

Asla değiştiremeyeceğiniz konular öyle değil mi? Yukarıda yazdıklarım size büyük ihtimalle yabancı gelmiyor. Çünkü toplumun %80’i bu kafa yapısında.

İSTE-SUÇLA-BEKLE/İSTE-SUÇLA-BEKLE/İSTE-SUÇLA- BEKLE.

Toplumumuzun ve bir çoğumuzun kısır döngüsü. Bu kısır döngü zihniyeti içinde canları yanan ve bi tık ileriye gitmek isteyenler arayışlara başlıyorlar. Süper bir sihirli değnek, kahraman bir kurtarıcı, şipşak anında görüntü güzel bir hayat.

Şimdi size güzel bir sorum olacak. Hayatınızın sorumluluğu sizce kimde?

1- Ülkeyi yönetenlerde

2- İş verenimizde

3- Ailemizde

4- Kendimizde

Doğru cevabı bulduysanız lütfen yorumda cevabı yazınız.

Şunu iyice anlayın artık. Kimse sizi içinde bulunduğunuz şartlardan kurtarmayacak. Kimse size hatırı sayılır maaş zammı yapmayacak, istediğiniz ve beklediğiniz gibi ücretler ve emekli maaşları artmayacak ve kimse size güzel bir hayat vermeyecek verse bile kendi güzel hayatını vermiş olacak. Çünkü kendi hayalleri ile şekillendirmiş size verdiği hayatı, sizin hayallerinizle değil. En önemlisi bırakın bu kafa yapısını ve özünüze dönün, ben ne istiyorum bu hayatta? Ne yaparsam hayatım istediğim gibi olur? diye düşünün. Güzel bir hayat yaşamak mı istiyorsunuz? O zaman o GÜZEL kelimesinin içini çok büyük değerlerle doldurun.

Kırılma noktasını anlamadığınız sürece hayatınızda hiç bir şey değişmeyecek. GÜZEL kelimesinin içini doldururken çok yorulacaksınız, kimsenin yapmadığı işleri yapacaksınız, gerekirse uykusuz kalacaksınız, bilgi birikim ve donanımınızı, kişisel gelişiminizi arttıracaksınız, çok çalışacaksınız, çok öğreneceksiniz. 40 yıllık emeklilik planına GÜZEL kelimesini sırf sadece kendinize 1 sene süre vermediğiniz ve ekstra emek, çalışma, alın teri harcayarak bedel ödemek istemediğiniz için feda ediyorsunuz. Sizce bu hayatı bir daha yaşamak gibi bir imkanınız var mı acaba? Yani tek şans ve tek atımlık bir kurşun. Israrla hedefi ıskalamak için çok büyük bir gayret, ancak kendine vereceğin bir senede hayatın tam da istediğin gibi değişecek hayret. Canın yana yana arayış içindesin; biliyorum. Ama ne aradığını bilmiyorsun, ne yapacağını bilmiyorsun, o işi yapmam, o işler mi boş ver, o iş bu iş bana göre değil, arkadaşım yaptı olmadı. Aaa bir kez denedim yapamadım. Arkadaşım, eşim, annem, babam o iş tutmaz dedi. Peki ya siz? Siz ne olacaksınız. Bu tek şansınız olan hayatınızı hedefi ıskalamış bir şekilde mi sonlandıracaksınız? Dünyadaki hiç bir iş hiç kimseye uygun değildir. Sadece bizler yaşamak istediğimiz hayat için ve hedefi tam isabetle vurmak için önümüze gelen fırsatları değerlendirir ve o işi kendimize göre yapar hedefi isabetle vururuz.

HAYATTA NE ARADIĞINIZI BİLMİYORSANIZ, GİTTİĞİNİZ YOLUN HİÇ BİR ÖNEMİ YOKTUR. HAYAT TERCİHLERDEN İBARETTİR. YA BOL ACILI YA DA TATLI HAYATI TERCİH EDERSİNİZ. TATLI HAYATI ELDE ETMEK İÇİN SADECE BAŞLANGIÇTA BOL ACILI OLMASI DA HAYATIN TADI VE TUZU.

PEKİ, YA SİZ NEYİ TERCİH EDİYORSUNUZ? HEDEFİ ISKALAYIP BU DÜNYADAN BÖYLECE GÖÇÜP GİTMEYİ Mİ? YOKSA HEDEFİ TUTTURMAK İÇİN ÖNÜNÜZE ÇIKAN FIRSATLARI DEĞERLENDİREREK, ÇALIŞARAK, EMEK VE GAYRET GÖSTEREREK, ÖĞRENEREK, GELİŞEREK İSTEDİĞİNİZ HAYATI YAŞAMAYI MI? DÜŞÜNEN DEĞİL, YAPAN KAZANIR… NE DERSİN?GELİN HEP BİRLİKTE KAZANALIM…

Sizce de Çabuk Unutmuyor muyuz?

Çok değil; şöyle yaklaşık 4 sene öncesine bir dönüş yapalım. Unuttuklarımızı hatırlamak için. Biz insanlar yaşadığımız kötü olayları ve şartları bir daha yaşamak veya hatırlamak istemeyiz. Kötü olayların hayatımızda en iyi ve güzel yönü kusursuz birer öğretmen ve ders çıkarılması gereken fırsatlar olmasıdır.

Dünyanın Covid19 virüsü ile çok acı bir şekilde sınavda olduğu zorlu bir dönemdi. Bu dönemde insanlık virüsün öldürücü etkisiyle birlikte ekonomik çöküşün de hızlı etkilerini yaşamaya başladı ve bu etki derinleşerek insanların ölüm kalım savaşına dönüştü. Büyük bir panik havası içinde insanlar hem ölmemeye hem de ekonomik olarak çöküşten kurtulmaya çalışıyorlardı.

Büyük kapanmalar, alınan yarım maaşlar, yaşanan iflaslar, işsiz kalan milyonlarca insan. Ülkemizde de durum farklı değildi. Büyük kapanmalar, eve sığdırılan koskoca hayatlara dönüştü birden bire.

Her kriz kendi içinde büyük fırsatları barındırır. Bu dönemde eve kapanan ve hayatta kalan insanlar için yeni arayışlar beraberinde yeni fırsatları getirdi. bunlardan ilki bağışıklık sistemiyle tanıştı insanlar ve bağışıklık sistemlerini nasıl güçlendirecekleri hakkında arayışlara girişti. Diğer yandan dünyada hiç bir şeyin garantisinin olmadığını anladılar. Buraya dikkat edin. Bildiler veya biliyorlardı yazmadım ANLADILAR diye yazdım. Buradaki farkı ANLAYABİLİYOR musunuz?

Sağlık ve para arasında sıkışan insanlar evden hangi işleri yapabiliriz sorularının yanıtlarını aradılar ve bugün pandemiden sonra bile bir ekmeği dahi onlinedan sipariş ediyoruz. İnternet hayatımızın her alanında güçlü bir konumda yerini aldı.

İnsanlar mevcut işlerinin garantisinin olmadığını yine pandemi döneminde büyük kapanmalarda yine çok acı bir şekilde anlamış oldu. İnternet üzerinden, evden çıkmadan gelir kaynakları üzerinde çalışmaya ve fırsatları değerlendirmeye başladı. Bu fırsatların gerisinde kalan, ancak hala hayatlarındaki en muhteşem, en kolay, en hızlı, en en en en en süper işleri arayan yurdum insanı hiç azımsanmayacak kadar çok. Peki online fırsatlar ne durumda ve sizler kendi adınıza hala bu en en en arayışlardaysanız ve online fırsatlarda bir şeyler yapmak istiyorsanız sizin için de hala büyük fırsatlar var mı buna daha yakından bakacağız. Size kısa bir hatırlatma yaptım. Çünkü bizler çabuk unutuyoruz ya da unutturuluyoruz. Bir sonraki yazımda online fırsatlar ve hayatınızdaki fırsatları kısaca değerlendireceğim.

Büyük bir ekonomik krizin içinde çok büyük fırsatlar var. ARAYANA, İSTEYENE, GÖRENE VE AKILLICA KULLANANA. En önemli soru şu:

SİZLER GERÇEKTEN KENDİ HAYATINIZDAKİ OLUMSUZLUKLARI AŞMAK VE KENDİ KRİZİNİZİ ORTADAN KALDIRMAK İSİTYOR MUSUNUZ? BUNU NE KADAR İSTİYORSUNUZ? VE ONLINE FIRSATLARI KAÇIRACAK MISINIZ YOKSA HAYATINIZIN KURTULUŞ SAVAŞINI BÜYÜK BİR DESTANLA MI KAZANACAKSINIZ? KORKMAYIN! KENDİNİZLE BÜYÜK BİR CESARETLE YÜZLEŞİN VE KENDİNİZE CESARETLİ SORULAR SORUN. BELKİ DE KRİZLERDEN ÇIKIŞ YOLUNUZ BU SORULARDA GİZLİDİR…

Yeni Bir İş Fikrine Açık mısın?

Pandemi ile birlikte öyle bir döneme girdik ki, hayatımızı daha iyi şartlarda yaşamak için köhnemiş sistemlerde sıkıntılı bir hayatın asla mutlu olmayan bir parçası olmak yerine, kendimizi yeni fikirlere açtığımızda, zihnen, kalben, ruhen kendimizi güncellememiz gerektiğinin artık büyük bir çoğunluk farkında. Peki ya sen? Sen de farkında mısın..? Her ne iş yapıyorsan yap bir gün işsiz kalma riskinin senin sorumluluğunda olduğunu biliyor muydun..? Biliyorsan ne kadar biliyorsun..? Başka bir iş bulsan yeniden aynı kısır döngüyü hayatından gerçekten çıkarabileceğine inanıyor musun..? Mevcut hayat şartlarında, mevcut işinle, mevcut kazancınla hayatında istediğin değişimi elde edeceğine gerçekten inanıyor musun..? Şimdi sana en önemli soruyu soruyorum: Allah korusun bir gün çalışamayacak durumda olsaydın ayakta ve hayatta nasıl kalırdın..? İşte bu nedenle sana soruyorum; Hayatının tüm sorumluluğunun senin ellerinde olduğunu biliyor musun..? Biliyorsan ne kadar biliyorsun..? Unutmamak gerekir ki tercihlerimiz hayatımızı şekillendiriyor. Hayatında yepyeni daha güzel bir sayfa açmak, istediğin hayatı yeniden tasarlamak ve dizayn etmek gerçekten istiyor musun..? Cevabın evet ise bunu elimizdeki etkili ve güçlü çözüm planı ile hep birlikte başarabiliriz. Bu nedenle bu etkili ve güçlü çözüm planımızı incelemek ister miydin..?

Çözüm Planımız Sizlere Sadece Ek Gelir Kazanma Fırsatı Sunmaz. Bunun Çok Ötesini İsterseniz ve Gereğini Yaparsanız Sizlerin Kendi Ekonomik Krizinizden Tamamen Kurtulma Fırsatını da Sunar. Böylece Maddi ve Manevi Tüm Sorunların Hayatınızdan Zamanla Azalmasını da Sağlar.

Yeni Beceriler ve Kabiliyetler Seni Daha Güçlü Yapar

Dış dünyada her şeyi kontrol edememeyiz. Ancak kendi hayatımızın kontrolünü elimize alabiliriz… Mevcut işinizde, sürekli artan hayat pahalılığı karşısında mevcut kazancınız yeterli gelmiyorsa, çok çalışıyor ancak elinize geçen para ay sonunu görmeden eriyorsa, para için daha çok çalışıp daha çok zaman harcıyorsanız, vaktinizin çoğu iş yerinde geçiyorsa, küçük özgürlüklerle yetinmeyi yaşamak sanıyorsanız, hayatta sadece var oluyor ancak gerçekten yaşamıyorsanız, kısacası kendi hayatınızın sıkışmışlığından ve ekonomik krizinden kurtulmak istiyorsanız bütün bu olumsuzlukları hayatınızdan tamamen çıkarabileceğinizi biliyor muydunuz..?  

Neden Bizimle Olmalısın?

Bizler En Çok Kazananlar Takımı olarak hayatında olumsuz şartlarını değiştirmek isteyen, kendi hayatını yeniden tasarlayıp hem kendi hayatına hem de çevresindeki insanlara fayda sağlamak isteyen. SAĞLIK – VARLIK – ÖZGÜRLÜK VE MUTLULUK sağlamak için nedenleri güçlü olan ve bu dört büyük değeri hayatına geçirmek ve kazanmak, aynı zamanda kazandırmak isteyen…

Vizyonu Olan

Bugünkü yaptıklarınız gelecekteki SİZ’e hizmet etmiyorsa, gelecekte kendinizi ailenizin ve çevrenizin gözünde, önümüzdeki 5-10 yıl içinde hayatta kendinizi hangi noktada görmek istiyorsunuz..?

Para Kazanmayı Seven

Para ile aranız nasıl? Para ile ilişkiniz ve onu kullanma beceriniz gerçekten tam da istediğiniz gibi mi? Para kazanmayı seviyor musunuz..? Para hayatımızın en önemli parçalarından birini oluşturuyor. Bu nedenle hayatımızda yolunda gitmeyen ne varsa günümüz dünyasında çoğunlukla para, hatta çok para ile çözebiliyoruz.

Eğitime Açık

Bilgi güçtür. Onu kullanırsanız ve uygularsanız hayatınızı büyük ölçüde kontrolünüz altına alırsınız. Böylece siz hayatınıza değil hayatınız size hizmet eder. Bu nedenle hayatınız süresince kendinizi sürekli geliştirmeli, özellikle yeni fikirlere ve alternatiflere açık olmalısınız. Aksi taktirde hayat size yük olmaktan başka bir ortam sunmaktan öteye gitmeyecektir. Bu nedenle değişimi kabul edip uyum sağlayabilmelisiniz…

Dürüst Ve Güvenilir

İnsan ilişkileri çok özel ve hassastır. Bu nedenle hayatımızı kuşatan her ne varsa insanlarla olan ilişkilerimiz ve iletişimimiz sonucunda oluşur. Yaşınız kaç olursa olsun şimdiye kadar yaşadığınız hayatınızın size ve geleceğinize hizmet etmediğini düşünüp de kötü giden şartlarınızı daha iyiye ve güzele taşımak açısından çevrenizdeki insanlarla tam anlamıyla “özü sözü doğru.” kabilinden güçlü, dürüst ve etkili ilişkilerinizin yanı sıra iletişiminizin de aynı doğrultuda olması sizin ve çevreniz açısından da çok önemlidir.

Önceliklerimiz Ve Hayatımız

Herkesin kendine göre bir yaşam tarzı vardır ve kişiye özeldir. Asla genele özel değildir. Bu nedenle kimilerinin öncelikleri kesin, net ve belirlenmişken kimilerinin de gelişi güzel, rast gele, olsa da olur olmasa da olur misali, bununla birlikte de zengin ve refah bir hayatın hayalini kurdukları karmaşık ve zayıf bir yaşam tarzları vardır. Tabii ki her iki durumda da kişiye özel şartlardır bunlar. Ancak ikinci grup tam olarak ne istediğini bilmediğinden ve hayatı tam olarak anlayamadığından kendi yaşam tarzlarını “olsa da olur olmasa da olur.” modunda oluştururlar. Siz hangisisiniz..? Önceliklerini belirlemiş, net, kararlı bir yaşam tarzına mı sahipsiniz yoksa “olsa da olur olmasa da olur” tarzına mı sahipsiniz..?

Sürekli Disiplinli

“Hayat sizin hayatınız. Hayat bize belirli zaman içerisinde bizim bilmediğimiz, ancak Yüce Yaratıcımızın bildiği belli süreyi kapsar. Bu nedenle belki de en kısıtlı, ancak en değerli varlığımızdır zaman ve hayat. İşte tam da burada şu soruyu sormak istiyorum: Sadece bir defa yaşadığınız hayatınızı nasıl yaşamak isterdiniz..? Yaşarken neleri yapmak ve şekillendirmek isterdiniz..? Cevaplarınızı duyuyor gibiyim. Büyük çoğunluk kısaca belirtmek gerekirse “Güzel bir hayat yaşamak isterdim.” cevabını çoktan buldu bile. Ne dersiniz Bu “Güzel bir Hayatınızı” hep birlikte inşa edelim mi..? Herkesin belirli yetenekleri vardır ve bu yetenekler kişi isterse büyük ölçüde geliştirilebilir. Bu nedenle yeni beceriler ve kabiliyetler edinmeniz ve bunları öğrenmeniz size daha iyi ve güzel bir hayat sunar. Bu da disiplin ve süreklilikten geçer.

Aramıyoruz…

Yukarıda saydığımız özelliklerde ADAYLAR aramıyoruz. Bizler güçlü birlikteliklerle UZUN SOLUKLU GÜÇLÜ ORTAKLIKLAR kuruyoruz. Bunun anlamı kendi hayatında kötü giden ne varsa değiştirmek isteyen, maddi ve manevi sıkıntılarından ve şikayetlerinden özgürleşmek isteyen ve bunun için yapılması gereken her ne varsa yapmak isteyen, çevresindeki insanların da maddi ve manevi problemlerinden kurtulmalarına yardımcı olmayı isteyen ve seven insanlarla UZUN SOLUKLU GÜÇLÜ ORTAKLIKLAR kuruyoruz ve bunun için kendisini bu özelliklerde olduğunu düşünen herkese nasıl yapılacağını öğretiyoruz…

İncele İstersen

İş ilanı hakkında

——- ARANAN NİTELİKLER ——–

  • Girişimci ruha sahip, 
  • Farklı bakış açısına sahip, 
  • Sonuç odaklı olan, 
  • Yeniliklere açık, 
  • Geleceğine yatırım yapmak isteyen, 
  • Freelance çalışmak isteyen. ( Çalışma Saatlerini Kendisi Belirmek İsteyen )
  • Sosyal medyayı kullanabilen,
  • Bayan ve Bay çalışma arkadaşları ile çalışmak istiyoruz.

——- İŞ TANIMI: ——-

(Tavsiye ederek gelir sağla)

  • Türkiye de ve Dünyanın 150 ülkesine ürünlerimizi TAVSİYE ederseniz.
  • Ürünler müşteriye ücretsiz kargo evine kadar gönderilir.
  • Tavsiye eden kişi komisyon kazanır.

—– SÜREÇ NASIL İLERLER ? ——

  • 1 AŞAMA: Bireysel zenginlik ve kalkınmayı nasıl sağlarız ? Konulu 40 dakika sürecek olan ZOOM toplantısına katılıp ÖN BİLGİ ALMAK.
  • 2 AŞAMA: Konu hakkında bilgi aldıktan sonra Telefon, ZOOM veya WhatsApp üzerinden görüntülü görüşme yapılacaktır.

—— ÖNEMLİ NOT ——

İş Modeli maaşlı bir iş modeli değildir…

Ön bilgi almak istemiyorsanız başvuru yapmanız gereksizdir.

İletişim Telefon ve WHATSAPP üzerinden yapılacaktır.

Kendin Ol, Kendini Yaşa…

Hayatta kendiniz hakkında her konuda net misiniz..? Netseniz ne kadar netsiniz..? Flu bir hayatta her şeyi ama her şeyi bulanık görürsünüz, bulanık düşünürsünüz ve bu bulanıklık içinde ömrünüzü tamamlarsınız… Sizin için hayatınızda SAĞLIK VE AİLE’den sonra en önemli şey ne..? Nasıl bir hayat yaşamak istiyorsunuz..? Net mi bulanık mı..? Net bir hayat yaşamaksa ne kadar net olmalı..? Mesela %20, %40, %60 …. ne kadar net..? Yoksa siz de başkalarının gerçeği yansıtmayan tavsiyeleri ve başkalarının boş fikirlerine göre hayatını yaşayanlardan mısınız..? Peki size ne oldu..? O en önemli kişiye ne oldu..? Kendi hayatınızın figüranı olmak istemezsiniz değil mi..? Yani çevrenizde bulunan bilgisi olmayan ancak fazlasıyla yanlış, kulaktan dolma fikirlerle hayatınız hakkında sizin yerinize kararlar veren ve sizin de bunları kendi kararlarınızmış gibi uyguladığınız bu fikir ve kararları size söyleyenleri KENDİ HAYATINIZIN BAŞ ROL OYUNCUSU yapmak istemezsiniz değil mi…? “Yok canııııım; olur mu öyle şey. Ben kendi kararlarımı kendim alırım ama bir karar alırken de çevreme danışırım.” dediniz ve maalesef kaybettiniz… Kendinize olan öz güveniniz var mı..? Varsa ne kadar..? Örneğin yakından tanıdığınız biri size yepyeni bir fikirle gelse ve bu fikri tüm detaylarıyla tamamen şeffaf bir şekilde sizinle paylaşsa ve sizin de hayatınızı olumlu yönde ciddi bir şekilde değiştirecek bir fikir olsa, bu fikri anlamak için bu fikri size getiren kişiyle mi bunu ele alırsınız yoksa bu fikir ile ilgili hiç bir bilgisi olmayan, sırf bir görüş beyan etmek ve kendini önemli biriymiş gibi göstermek için sizi her anlamda, her açıdan ve her konuda yanlış yönlendiren birileriyle mi ele alırsınız…? Size yepyeni bir teklifle gelen tanıdığınız kişi neden size bu teklifi getirmiştir sizce..? Laf olsun diye mi yoksa size gerçekten değer verdiği için mi..? Sizin kendinize öz güveniniz yoksa, her şeyi bulanık görüyorsanız, size sunulan yepyeni ve size de çok büyük olumlu yönde katkısı olacak olan bu büyük fikri kime danışırsınız..? Tabii ki size sunulan fikir hakkında hiç bir bilgisi olmayan ve kendinizi sabote ettiğiniz yetmiyormuş gibi bir de bu insanlara kendinizi sabote ettirdiğiniz sıradan insanlara… Hani nerede o muhteşem SİZ ve KENDİ HAYATINIZ..?

Hayatınızın İpleri Kimin Elinde ..?

İplerden kurtulmak, her açıdan, her anlamda ÖZGÜR olmak bir imkan meselesi değil, hayatımızla ilgili kesin bir ÖZGÜRLÜK SAVAŞI KARARI’dır… Şu anda dünyadaki insanların çok büyük bir kısmı maalesef bu durumda. Lütfen bu gerçeklik karşısında bana kızmayın dünyadaki % 5 zengin kesim kalan %95’i tabiri caizse tam anlamıyla her açıdan kullanıyor. Bizler bu çoğunluğun içinde olmak zorunda değiliz ve bireysel olarak zenginlik ve özgürlüğü hissederek yaşayabiliriz. Bunun için hayatınızın iplerinden kurtulma kararını kesin ve net olarak vermelisiniz. Daha sonra da birlik beraberlik içinde bireysel zenginlik ve özgürlük yolculuğunda ortak hareket etmeliyiz… Size sunulan ve daracık bir çerçeveye sıkıştırılmış bir hayatı değil, kendi istediğiniz ve tasarladığınız hayatı yaşamalısınız… Eğer gerçekten istiyorsanız..? Özgürlük de bir tercih meselesidir… Özgürleşmek için değişimi kabullenmeli ve kendimizi hazırlamalıyız…

Tırtılın Yolun Sonu Dediğine Usta Kelebek Demiş…

Değişim Acı Verir Ve Biz Acı Çekmek İstemeyiz…

Bize sunulan sadece tek bir hayatımız var. Bu hayatı eğer biz yönetmeyi öğrenemezsek ve bunun sonucunda da yönetemezsek; bu kabiliyette olan birilerini bulur ve “Ben kendi hayatımı yönetip tasarlayamadım. Bu konuda bilgim yok, bilgi de edinmedim, bilgiyi beceriye, kabiliyete dönüştürmedim; al benim hayatımı sen kullan ve yönet.” deriz birilerine (mecazi olarak). Sonra mı..? Sonrası mutsuz bir hayat. Evet mutsuz ve acılarla dolu bir hayat… Bu tüm hayatınızı kaplar ve siz bir şey yapamazsınız… Birini bıraksanız aynı düşünce sistemindeyseniz bir diğeri başlar ve bu döngü hep DAHA İYİSİ adı altında devam edip gider… Bu acı ömür boyu yaşanır ve maalesef kendimizi değiştirmediğimiz sürece de bu bizim hayatımız olur… Ama bir arayış içindesiniz… Neden arayış içindesiniz..? Demek ki hayatınızda bir şeyleri DEĞİŞTİRMEK istiyorsunuz ve ACI dan korkuyorsunuz… Acabalarınız işte tam da burada devreye giriyor ve sizin konfor alanınızdan çıkmanıza engel oluyor. Acabalarınızı, korkularınızı bir kenara bırakın çünkü değişimin verdiği acı 40 yıllık bir çöküş planının verdiği acının sadece %10’u kadar. Yaklaşık 4 yıl… Şimdi size soruyorum: Nasıl bir emeklilik hayal ediyor ve bu hayal ettiğiniz emekliliği nasıl kabulleniyorsunuz..? 40 yıllık bir plan yerine 4 yıllık bir planla GERÇEK BİR EMEKLİLİK (ZENGİN VE ÖZGÜR) yaşamak istemez miydiniz… Şaka gibi geliyor değil mi..? Bu konudaki daha detaylı bilgiler için iletişim bölümünden bana ulaşabilirsiniz… Sadece bir defa yaşadığımız bu hayatta ömür boyu mu acı çekeceğiz, yoksa 4 yıl mı…? Bu da bir tercih meselesi… Şimdi soruyorum: SİZ HANGİSİNİ TERCİH EDİYORSUNUZ…?

Neden?

Neden Böyle Bir Soru Soruyoruz..?

“Yeni Bir İş Fikrine Açık mısınız..?” Sorusunu insanlara neden soruyor olabiliriz? Eğer bir şekilde bu satırları okuyorsanız muhtemelen hayatınızda yolunda gitmeyen önemli bir şeyler var ve bu olumsuzlukları olumluya dönüştürmenin bir takım çözüm yollarını arıyorsunuz. Büyük çoğunluk gibi, bir zamanlar benim gibi hayatınızdaki problemlerinizden sonsuza dek kurtulmak için çözüm veya çözümler arıyorsunuz. Yani işin temelinde ne olmuş oluyor? Bir arayış! Nasıl bir çözüm arıyorsunuz bilemiyorum ama hayatınızdaki problemlerinizi çözmeye bir yerden başlamanızda sizin, ailenizin ve geleceğiniz için çok büyük fayda var…

Bu arayış ve başlangıç düşünce yapınızda ve hayatınızda olumlu bir takım değişimlere sebebiyet verecektir. İşte o zaman hayatınızdaki problemleri çözmenin ilk adımını atmış olursunuz. Hayatınızda büyük çoğunlukta olduğu gibi problemlerinizi çözmenin bir çok yolu olduğunun herkes farkında ve bu çözümlerin de pansuman (anlık) mı yoksa kalıcı (kesin) çözümler mi olmasını istersiniz? Burada eğer ciddi bir ekonomik dar boğaz içindeyseniz bu ekonomik dar boğazdan pansuman çözümlerle mi kurtulmak isterdiniz yoksa bu ekonomik krizinizden tamamen kalıcı bir şekilde mi kurtulmak isterdiniz? İşte size sorduğumuz “Yeni bir iş fikrine açık mısın?” sorusunun yol ayrımı tam da burası. Öyle görünüyor ki inanç değerlerine bakacak olursak insanların hayatlarına ve geleceklerine inançları ve tercihleri yön verir. Bu nedenle bu soruyu soruyoruz. Eğer ” Yeni bir iş fikri”ne açık değilseniz mevcut problemlerinizi günü birlik pansuman çözümlerle ortadan kaldırmayı veya tolere etmeyi düşünürsünüz. Ancak her hangi bir planınız da olmaz. Çünkü gelişi güzel uygulanır “Yeter ki Olsun.” mantığıyla yapılır. Ancak bizim sorduğumuz sorunun muhatabı “Güçlü, Güvenli, Karlı, Kalıcı Etkili, Sürekli, Ciddi ve Büyük bir B Planı” inşa etmek üzerine kurulu sizlerle yapmayı planladığımız uzun süreli iş ortaklığıdır.

Şimdi aklınıza gelebilir “İş Ortaklığı neden bu kadar önemli? Neden İş Ortaklığından bu kadar çok söz ediliyor?” Çünkü pandemi ile birlikte dünyada iş hayatının şekli çok değiştirildi ve artık güçlü ve güvenilir iş ortaklığı kurmadığınızda yalnız başınıza hangi işi yapsanız, hangi işi kursanız mutlaka sizin iş yükünüzü hafifletecek insanları işinize dahil etmek isteyeceksiniz. Biz de bir anlamda bunu yapıyoruz. Ancak bu iş ortaklığında kimsenin zamanını maaş veya yevmiye adı altındaki ödeme şekilleriyle satın alarak yapmıyoruz. Herkes iş yükünü birbirine destek olarak, problemlerini çözmelerine yardımcı olarak güçlü ve güvenilir bir takım ruhuyla paylaşarak hafifletiyor. Bu nedenle herkes bir anlamda birbirinin zamanına ortak oluyor. İşte bizim bahsettiğimiz iş ortaklığı böyle bir iş ortaklığı. Kendi hayatının tüm problemlerini çözmene imkan ve olanak veren, pasif gelir oluşturmana yardımcı olarak önce ekonomik krizinden kurtulmana sonra da ekonomik özgülüğe ulaşmana takım ruhuyla imkan ve olanak sağlayan güçlü ve güvenilir bir iş ortaklığından bahsediyoruz.

Bu iş ortaklığının en büyük artısı “Yeni bir iş modelini, yeni bir sektörü en temelden en son aşamasına kadar öğrenmenizi sağlar. Hem de tamamen ücretsiz.” İşte bu nedenle “Yeni Bir İş Fikrine Açık mısınız?” sorusunu sorduğumuzda bir başka açıdan da şunu demek istiyoruz: “Eğer hayatındaki tüm problemleri kesin ve kalıcı bir şekilde tarihe gömmek istiyorsan eğitime ve gelişime, aynı zamanda değişime, yeni beceriler ve kabiliyetler edinmeye, bu beceri ve kabiliyetleri geliştirmeye de açık mısın?” İşte bizim insanlarla paylaşmak istediğimiz çözüm planımızın ana konusu bu. Çünkü hayatınızdaki tüm problemlerden kurtulmanızın da en etkili çözümlerinden ve formüllerindendir bu bahsini yaptığımız konular.

UNUTMAYIN..! HAYATINIZDAKİ EN BÜYÜK FIRSAT SİZSİNİZ. BU FIRSATI, YANİ KENDİNİZİ KAÇIRMAK MI İSTERSİNİZ YOKSA DOĞRU ZAMANDA, DOĞRU YERDE YAKALAMAK MI? KENDİNİZİ ÇOK İYİ DEĞERLENDİRİR VE YAKALARSANIZ İŞTE O ZAMAN FIRSATI YAKALAMIŞ VE HAYATINIZI DEĞİŞTİRMİŞ OLURSUNUZ. BAŞKASINA BAKMAYIN NE YAPIYOR DİYE; KENDİNİZE BAKIN DÜĞÜM ÇÖZÜLECEKTİR…

Ömer Yaşar Kıran

Esbila Team…

× Bize yazın