%100 GARANTİ… %100 TÜNELİN UCU KARANLIK…

Ekonomi ile ilgili gidişatı bugün neredeyse ülkenin tamamına yakını büyük bir dikkatle izliyor, eleştiriyor, şikayet ediyor ve bunu hayatı boyunca yapıyor. Ülkenin ekonomik şartları çok önemli. Yaşayan büyük çoğunluğu birinci derecede etkiliyor. Şu anki şartlar fevkalade zor. Özellikle 17 Bin TL – 50 Bin TL arası maaşlı çalışanlarla emekli kesimi fazlasıyla ilgilendiriyor. Gönül isterdi ki ülkemizdeki ekonomik döngü sadece fakirden zengine değil de adaletli bir şekilde olsaydı. Maalesef böyle bir adalet yakın zamanda görünmüyor. Lafın kısası bu konuda yapacağımız, değiştirebileceğimiz bir şey yok.

Para önemli bir değiş tokuş aracı, büyük bir değer, büyük bir güç mü sizce de? Yoksa “Ben paraya önem vermem, para benim için önemli değil, para benim elimin kiri.” diye mi düşünüyorsunuz? Eğer böyle düşünüyorsanız para ile ilgili düşüncelerinizi ve inançlarınızı iyice analiz etmenizde ciddi anlamda fayda var. Öncelikle mevcut ekonomik yapınızın bununla çok büyük ilişkisi var. Buraya çok dikkat edin. Birilerinin olmasını istediği bir hayatı mı yaşıyorsunuz yoksa yaşamak istediğiniz bir hayat var mı? Sonuçta bir tek hayatımız var; tek şans. Bu hayatı nasıl yaşamak istiyorsunuz?

Olumsuz yaşam koşulları ile ilgili şikayetlerinizin, eleştirilerinizin ve hepsinden önemlisi sıkıntılarınızın son bulmasını gerçekten istiyor musunuz? İstiyorsanız ne kadar istiyorsunuz? Bunun için gerekenleri yapacak mısınız yoksa ömrünüzün sonuna kadar bu kısır döngü içinde aynı hayatı yaşamaya devam mı edeceksiniz?

Mevcut olumsuz yaşam koşullarını kabul edelim ki bizler değiştiremeyiz. Ancak önce kendi hayatımızın olumsuz koşullarını, kendi ekonomik krizimizi ve kendi hayat pahalılığımızı tamamen yok edebiliriz. Tabii ki her kötü ve güzel şeylerin bedeli olduğu gibi bunun da bir takım bedelleri var. Bu bedelleri ödemenin en güzel yanı ise ömür boyu yaşayacağınız sıkıntılarınızdan kurtulmuş olacaksınız. Hayatınızı denememenin verdiği pişmanlıkla yaşamamış olacaksınız, sabırla ve ısrarla, disiplinli bir şekilde üzerinde çalışırsanız çok değil 1 sene içinde büyük çoğunluğun isteyip de yaşayamadığı muhteşem bir hayatı yaşayacaksınız. Maddi ve manevi tüm hayallerinizi, ve isteklerinizi, en önemlisi böylesine harika bir hayatı gerçekleştirmiş olacaksınız. İŞTE BU BAŞARI VE BÖYLE BİR HAYAT %100 GARANTİ… Neden GARANTİ. Çünkü siz değiştiniz, zenginlikle ilgili düşünceleriniz ve inançlarınız değişti, harekete geçtiniz, çalıştınız, gayret gösterdiniz, el alem ne der, yapamazsın, başaramazsın, o iş tutmaz, bırak bu boş işleri, bu işlerden bir şey olmaz diyenlerin hepsine kulak tıkadınız. Böylece 1 senenin sonunda mevcut işinizi bırakmadan yaşamak istediğiniz o hayata adım attınız. İŞTE BU %100 GARANTİ… Bunu çevrenizdeki insanlara da öğretirseniz işte o zaman bireysel zenginlik ve kalkınmayla birlikte toplumsal zenginlik ve kalkınmayı da sağlamış olursunuz. Böylece kendi hayatınız ve hayatlarına dokunduğunuz insanlarla birlikte çok büyük bir ekonomik güç oluşturursunuz. Bu birlikteliğin gücü ve BU DA %100 GARANTİ.

Şimdi büyük çoğunluğun GARANTİ ALGISINA yakından bakalım. Tabii ki çalışmak çalışmamaktan çok daha önemli ve değerli. Ancak mevcut şartlarınızla ilgili şikayetler varsa yukarıda belirttiğim gibi bir değişim ve dönüşüm bu şikayetleri ortadan kaldırmış olacak. 17 Bin TL – 50 Bin TL arası kazancı olan çalışanların ne zaman işsiz kalacakları belli değil, bir emekli maaşları olsa bile asla Emekli olamayacaklar. Çalışmayı bıraksalar, hastalansalar, çalışamayacak durumda olsalar maalesef kazançları da olmayacak. İŞTE BURADA MAALESEF %100 TÜNELİN UCU KARANLIK…

Şimdi soruyorum size sırf 1 sene değişim ve dönüşümün verdiği acıya katlanmamak için koskoca bir hayatı pişmanlık ve sıkıntıyla yaşamak gerçekten acı verici değil mi?

Yeni beceriler ve kabiliyetler edinerek hem kendi hayatınızı hem de çevrenizdeki insanların hayatlarını daha yaşanır bir hale getirmek ve bunun için gereken tamamen erdemli ve değerli bir bedel ödemek sizce de güzel değil mi?

Hem kendinize ve ailenize, hem de çevrenizdeki insanlara mevcut işinizi bırakmadan büyük değerler sunmak daha muhteşem değil mi?

Ve sevgili dostlar burada ne devreye giriyor biliyor musunuz? TERCİHLERİMİZ. İşte en önemli ve kritik soru: SİZ HANGİSİNİ TERCİH EDİYORSUNUZ?_

Kısır döngü içinde mutluluklar

“Herkes güzel bir hayat yaşamak ister.” Cümlesine herkes katılmayabilir. Şurası açık ki insanlar güzel bir hayat yaşamakla ilgili bir çok şey ister. Ancak çok azı isteklerine kavuşur. Bunun nedenlerini sizler kendi içinizde düşünebilirsiniz.

Hadi gelin hep birlikte Kısır Döngülerimize daha yakından bakalım. Güzel bir hayat yaşamakla ilgili bir çok şey istiyoruz. Ama sadece istiyoruz. Ama bunu birilerinin bize altın tepsi içinde sunmasını istiyor ve bekliyoruz. Ama bir sihirli değnek olsun, hemen şimdi, şu anda yapsın istiyoruz.

Suçluyoruz, yönetimi, iş vereni, ekonomiyi, eğitim sistemini, bize verilen imkanları, işimizdeki şartları, hayat pahalılığını, sağlık sistemini.

Bekliyoruz, patron iyi bir zam yapsın, asgari ücret %500 artsın, emekli maaşı %300 artsın, ekonomik kriz bitsin, alım gücü artsın, biri bize en iyi şartları sunsun, bizim hayatımızdaki problemleri çözsün, hayatımızın tüm olumsuzluklarından bizi kurtarsın.

Asla değiştiremeyeceğiniz konular öyle değil mi? Yukarıda yazdıklarım size büyük ihtimalle yabancı gelmiyor. Çünkü toplumun %80’i bu kafa yapısında.

İSTE-SUÇLA-BEKLE/İSTE-SUÇLA-BEKLE/İSTE-SUÇLA- BEKLE.

Toplumumuzun ve bir çoğumuzun kısır döngüsü. Bu kısır döngü zihniyeti içinde canları yanan ve bi tık ileriye gitmek isteyenler arayışlara başlıyorlar. Süper bir sihirli değnek, kahraman bir kurtarıcı, şipşak anında görüntü güzel bir hayat.

Şimdi size güzel bir sorum olacak. Hayatınızın sorumluluğu sizce kimde?

1- Ülkeyi yönetenlerde

2- İş verenimizde

3- Ailemizde

4- Kendimizde

Doğru cevabı bulduysanız lütfen yorumda cevabı yazınız.

Şunu iyice anlayın artık. Kimse sizi içinde bulunduğunuz şartlardan kurtarmayacak. Kimse size hatırı sayılır maaş zammı yapmayacak, istediğiniz ve beklediğiniz gibi ücretler ve emekli maaşları artmayacak ve kimse size güzel bir hayat vermeyecek verse bile kendi güzel hayatını vermiş olacak. Çünkü kendi hayalleri ile şekillendirmiş size verdiği hayatı, sizin hayallerinizle değil. En önemlisi bırakın bu kafa yapısını ve özünüze dönün, ben ne istiyorum bu hayatta? Ne yaparsam hayatım istediğim gibi olur? diye düşünün. Güzel bir hayat yaşamak mı istiyorsunuz? O zaman o GÜZEL kelimesinin içini çok büyük değerlerle doldurun.

Kırılma noktasını anlamadığınız sürece hayatınızda hiç bir şey değişmeyecek. GÜZEL kelimesinin içini doldururken çok yorulacaksınız, kimsenin yapmadığı işleri yapacaksınız, gerekirse uykusuz kalacaksınız, bilgi birikim ve donanımınızı, kişisel gelişiminizi arttıracaksınız, çok çalışacaksınız, çok öğreneceksiniz. 40 yıllık emeklilik planına GÜZEL kelimesini sırf sadece kendinize 1 sene süre vermediğiniz ve ekstra emek, çalışma, alın teri harcayarak bedel ödemek istemediğiniz için feda ediyorsunuz. Sizce bu hayatı bir daha yaşamak gibi bir imkanınız var mı acaba? Yani tek şans ve tek atımlık bir kurşun. Israrla hedefi ıskalamak için çok büyük bir gayret, ancak kendine vereceğin bir senede hayatın tam da istediğin gibi değişecek hayret. Canın yana yana arayış içindesin; biliyorum. Ama ne aradığını bilmiyorsun, ne yapacağını bilmiyorsun, o işi yapmam, o işler mi boş ver, o iş bu iş bana göre değil, arkadaşım yaptı olmadı. Aaa bir kez denedim yapamadım. Arkadaşım, eşim, annem, babam o iş tutmaz dedi. Peki ya siz? Siz ne olacaksınız. Bu tek şansınız olan hayatınızı hedefi ıskalamış bir şekilde mi sonlandıracaksınız? Dünyadaki hiç bir iş hiç kimseye uygun değildir. Sadece bizler yaşamak istediğimiz hayat için ve hedefi tam isabetle vurmak için önümüze gelen fırsatları değerlendirir ve o işi kendimize göre yapar hedefi isabetle vururuz.

HAYATTA NE ARADIĞINIZI BİLMİYORSANIZ, GİTTİĞİNİZ YOLUN HİÇ BİR ÖNEMİ YOKTUR. HAYAT TERCİHLERDEN İBARETTİR. YA BOL ACILI YA DA TATLI HAYATI TERCİH EDERSİNİZ. TATLI HAYATI ELDE ETMEK İÇİN SADECE BAŞLANGIÇTA BOL ACILI OLMASI DA HAYATIN TADI VE TUZU.

PEKİ, YA SİZ NEYİ TERCİH EDİYORSUNUZ? HEDEFİ ISKALAYIP BU DÜNYADAN BÖYLECE GÖÇÜP GİTMEYİ Mİ? YOKSA HEDEFİ TUTTURMAK İÇİN ÖNÜNÜZE ÇIKAN FIRSATLARI DEĞERLENDİREREK, ÇALIŞARAK, EMEK VE GAYRET GÖSTEREREK, ÖĞRENEREK, GELİŞEREK İSTEDİĞİNİZ HAYATI YAŞAMAYI MI? DÜŞÜNEN DEĞİL, YAPAN KAZANIR… NE DERSİN?GELİN HEP BİRLİKTE KAZANALIM…

Sizce de Çabuk Unutmuyor muyuz?

Çok değil; şöyle yaklaşık 4 sene öncesine bir dönüş yapalım. Unuttuklarımızı hatırlamak için. Biz insanlar yaşadığımız kötü olayları ve şartları bir daha yaşamak veya hatırlamak istemeyiz. Kötü olayların hayatımızda en iyi ve güzel yönü kusursuz birer öğretmen ve ders çıkarılması gereken fırsatlar olmasıdır.

Dünyanın Covid19 virüsü ile çok acı bir şekilde sınavda olduğu zorlu bir dönemdi. Bu dönemde insanlık virüsün öldürücü etkisiyle birlikte ekonomik çöküşün de hızlı etkilerini yaşamaya başladı ve bu etki derinleşerek insanların ölüm kalım savaşına dönüştü. Büyük bir panik havası içinde insanlar hem ölmemeye hem de ekonomik olarak çöküşten kurtulmaya çalışıyorlardı.

Büyük kapanmalar, alınan yarım maaşlar, yaşanan iflaslar, işsiz kalan milyonlarca insan. Ülkemizde de durum farklı değildi. Büyük kapanmalar, eve sığdırılan koskoca hayatlara dönüştü birden bire.

Her kriz kendi içinde büyük fırsatları barındırır. Bu dönemde eve kapanan ve hayatta kalan insanlar için yeni arayışlar beraberinde yeni fırsatları getirdi. bunlardan ilki bağışıklık sistemiyle tanıştı insanlar ve bağışıklık sistemlerini nasıl güçlendirecekleri hakkında arayışlara girişti. Diğer yandan dünyada hiç bir şeyin garantisinin olmadığını anladılar. Buraya dikkat edin. Bildiler veya biliyorlardı yazmadım ANLADILAR diye yazdım. Buradaki farkı ANLAYABİLİYOR musunuz?

Sağlık ve para arasında sıkışan insanlar evden hangi işleri yapabiliriz sorularının yanıtlarını aradılar ve bugün pandemiden sonra bile bir ekmeği dahi onlinedan sipariş ediyoruz. İnternet hayatımızın her alanında güçlü bir konumda yerini aldı.

İnsanlar mevcut işlerinin garantisinin olmadığını yine pandemi döneminde büyük kapanmalarda yine çok acı bir şekilde anlamış oldu. İnternet üzerinden, evden çıkmadan gelir kaynakları üzerinde çalışmaya ve fırsatları değerlendirmeye başladı. Bu fırsatların gerisinde kalan, ancak hala hayatlarındaki en muhteşem, en kolay, en hızlı, en en en en en süper işleri arayan yurdum insanı hiç azımsanmayacak kadar çok. Peki online fırsatlar ne durumda ve sizler kendi adınıza hala bu en en en arayışlardaysanız ve online fırsatlarda bir şeyler yapmak istiyorsanız sizin için de hala büyük fırsatlar var mı buna daha yakından bakacağız. Size kısa bir hatırlatma yaptım. Çünkü bizler çabuk unutuyoruz ya da unutturuluyoruz. Bir sonraki yazımda online fırsatlar ve hayatınızdaki fırsatları kısaca değerlendireceğim.

Büyük bir ekonomik krizin içinde çok büyük fırsatlar var. ARAYANA, İSTEYENE, GÖRENE VE AKILLICA KULLANANA. En önemli soru şu:

SİZLER GERÇEKTEN KENDİ HAYATINIZDAKİ OLUMSUZLUKLARI AŞMAK VE KENDİ KRİZİNİZİ ORTADAN KALDIRMAK İSİTYOR MUSUNUZ? BUNU NE KADAR İSTİYORSUNUZ? VE ONLINE FIRSATLARI KAÇIRACAK MISINIZ YOKSA HAYATINIZIN KURTULUŞ SAVAŞINI BÜYÜK BİR DESTANLA MI KAZANACAKSINIZ? KORKMAYIN! KENDİNİZLE BÜYÜK BİR CESARETLE YÜZLEŞİN VE KENDİNİZE CESARETLİ SORULAR SORUN. BELKİ DE KRİZLERDEN ÇIKIŞ YOLUNUZ BU SORULARDA GİZLİDİR…

× Bize yazın